Mevzuumuza dönersek, öğrenilmiş hayat yaşamak istemiyoruz demiştik. Onu biraz açalım.
Bu yeni nesil kişisel gelişim kitaplarında yazan ilişki düzenleme işleri hep aynı yere çıkıyor. Modern toplumun içinde tutku barındırmayan yüzeysel ilişkilerine. Kesinlikle sürprize yer yok, spontane gelişen şeylere hep bir mesafeli yaklaşım var ve neredeyse herşey planlı programlı gitmeli. Ee aşk bunun neresinde? mantık evliliğinde. Eğer yeterince mantıklıysa sürer. Canın acımaz sonunda. (nah acımaz) . Temel mantığı bu aslında. Seni koruma altında hissettirmek. Neden korunuyorsunki? Karşındaki uzaylı falanmı? Bırak ne yaşanacaksa yaşansın değilmi? Değil. Acı çekmeyecez. Yahu iyi de daha başlamadan neden acı çekme odaklıyızki?
Bir adamla/kadınla tanışırsın, kaşındakinden etkilenmişsindir ve belki hoşlanıyorsundur ancak durup beklemelisin. Neden? Önce onu iyice anlaman lazım? Niye abi? Neden kasıyoruz kendimizi? Salıverelim ne yaşanacaksa yaşansın? Yok bekle. Acele etme. Acele etme ki duygularından emin olsun önce. Yahu bu matematik denklemi değilki? Zaten mantığı olsa o aşk olmaz zaten. Olmaz bekle. Peki.
Bekledin olmadı? Olmamışsa karmanın bir bildiği vardır. Hiç olmadı rasyonel temele dayanan bir sorun vardır. Kendine milyonlarca haklı sebep yaratabilirsin nasılsa. Aynı burç meselesi gibi. Hangi burçtansın? kaplumbağa burcundanım. E ama özelliklerim uymuyormuş? O zaman yükselenine bak. E noldu bizim kendi doğum tarihimizdeki yıldızların konumu ayın durumu hikayesi? O olmadı bu olur. İlla kendinize uyan bir şey bulursunuz nasılsa. Uymasa bile uymasını arzuladığınız birşeyi bulmuş gibi yaparsınız. Olmadı merkür uzayda parende atıyordur, onu beklersiniz. Bahane çoook. Tek ki sen inanmak iste.
Neyse konumuza dönersek, bu kişisel gelişimciler ne der? iki aşaması vardır sağlıklı ilişkinin.
1- Mental uyum ve paylaşım zenginliği
2- Tensel çekim.
Kafan uyuyorsa ve onunlayken keyif alıyorsan bu iş olabilir demeye getiriyor amcalar. Ulen denyo zaten iki cins arasındaki ilişkide kafaların uyması diye bir opsiyon yokki. Eğer uyuyorsa birisi rol çekiyordur. İlla anlaşamadığın bir şeyler olacak. Bunları görmezden gelip gelmemek tamamen senin duygusal durumuna göre değişecek birşey. Eğer onu gerçekten istiyorsan kusurları sayılabilecek şeyleri sen görmezden gelirsin. Bilinçli ya da kasıtlı yaptığın bir nane değilki bu zaten. Ana hatları ile belli sosyal çevrelerde ve benzer statükoya sahipi ailelerde yetişmiş insanlar zaten ortak payda noktasında birçok şeyi paylaşabilirler. Bunun için birinin venüsten falan gelmesine de gerek yok aslında.
Tensel çekim dedikleri başka birşey.. Sen adamı/kadını gördüğünde onu beğendinmi beğenmedinmi? İşte burada sıralama mevzuu işin içine giriyor aslında. Eğer herşeyden önce adamı/kadını gördüysen ve içinde birşeyler kıpırdadıysa bunun bir anlamı var. Artı hanesine bir çentik atabilirsin. Ve onunla iletişime geçmende bir temel sağlayabilir. Ama bizde bu sıralama olmadı sonuçta. Yok onu görmedin de kafana uyduysa ve adamdan/kadından etkilendiysen ondan sonra adamı beğenip beğenmemek tamamen o ilişkiyi isteyip istememene bağlı. Tensel çekim o noktada yalan oluyor işte. Eğer hala önemliyse mantıksal bir karar alıyorsun demektir ki bu benim istediğim birşey değil.
Ben bu kişisel gelişim kitaplarından öğrenilmiş hayatların ve onların kurallarının gerçek hayatlara birebir aktarılmasına şiddetle karşıyım. Evet baştan işinize yarayabilir ama insan gibi sevmek istiyorsanız o kitapları sadece okuyun. Ve illede tatbik edecekseniz dua edin ki karşınızdaki de o kitapları okumuş olmasın. Zira yeterince zekiyse ve eğer isterse rahatlıkla sizi manuple edip kendi istediği noktaya taşıyabilir. Aman dikkat ! Siz daha farkına varmadan örümceğin ağına düşüverirsiniz. Okumayın demiyorum, bilgi bilgidir. Ancak hayatınızın temel rotasını bunlardan oluştururken iki kez düşünmenizde fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder