19 Nisan 2025 Cumartesi

 Arabanın içinin tasarımı genel olarak başarılı bence. Daha önce de yazmışımdır, ortadaki ekranın yatayda geniş olması gayet iyi olmuş. Herşey yerli yerinde ve alışıldığı gibi. Kapıların üzerindeki havalandırma menfezleri e39 ları anımsattığı için nostaljik olsa da bence daha önemli tarafı yolcuya ve sürücüye daha yakın mesafeden üfledikleri için havayı istenen açıda ve yöne yönlendirmesinin ayarlanması daha kolay. Yolcu tarafında ekranın hemen sağında bir tane daha üfleme çıkışı var. Ek olarak ekranın altında da var. Bol bulmuşlar sanırım. Hadi ekranın altındaki tamam da yanındaki? :) 

 Vites değiştirme zımbırtısı (e-toggle mu ne diyorlar ona) diğer stellantisler ile ortak. Solundaki ışıklı gösterge de öyle. Üstünde sadece park düğmesi var kalanı LED ışık işte. Bence gereksiz yer kaplıyor ve iptal edilebilir. Araba stop edilince otomatik olarak 'park'a alıyor zaten e driveda mısınız yoksa Reverse misiniz zaten gösterge de de yazıyor. Ne o led lere ihtiyaç var ne de park düğmesine. Gereksiz maliyet o zımbırtı. Ama asıl düzeltilmesi gereken drivemode düğmesi. Kocaman bir şey ve yeri hatalı. Daha önce de yazdığım (ya da yazmadığım) gibi elektrikli Stellantis grubu elektrikli araçlarında, direksiyonun arkasındaki normalde shift paddle düğmeleri regen derecesini ayarlamak için kullanılıyor. Bu drive mode ayarı o düğmelerden yapılmalıydı. Regen derecesi zırt pırt oynanan bir şey değil. Zaten hızlanma pedalından (gaz pedalı diyemeyiz artık) regeni ne olarak ayarlarsanız ayarlayın gaza basış miktarına göre regen değişiyor. Ama başka bir senaryo kurgulayalım, eko mode da gidiyorsunuz, sollama yapmak için çıktınız ama son anda kaçış manevrası yapmanız gerekti ve hızlanmak istediğiniz diyelim, elinizi direksiyondan ayırıp o düğmeden sport mode a geçmek zaman kaybettirici bir şey. Oysa direksiyonun arkasındaki kulakcıklardan bunu ayarlayabiliyor olsak elimizi direksiyondan ayırmaksızın sürüş modunu değiştirebilirdik ve aracın tüm gücünü alabilirdik. Elimde olsa bu ikisinin yerini değiştirirdim.
 



Arabanın orta konsolunun altında koldayamanın altında bulunan yerde kocaman bir göz var. Soğutmalı. Ancak soğutma valfi manual ve gerçekten erişim zor bir yerde. Elinizi haznenin en dibine kadar sağ arka köşesine uzatmanız gerekiyor. Orada olduğunu bilmeyen birisinin bulması biraz rastlantısal olur ancak. En azından benimki öyle oldu. Çevirerek klimadan gelen havanın o alana dolması planlanmış. Erişimin bu kadar sıkıntılı olduğu bir şeyi solenoid valf falan koyup düğmeyle kontrol edilebilir yapsalarmış daha güzel olurmuş. 




Bu adamların mantığını ben anlayamadım. Rahatlık olarak zaten hep söylüyorum bu sınıfta daha iyi bir koltuk alternatifi yok. Çok uzun mesafeleri hiç yorulmadan aşabilirsiniz. Yanal destekleri ve koltuğun sarması falan gayet iyi. 
Bu arabayla gelen koltuklar AGR onaylı 10 yöne hareket edebilen koltuklar. İllaki ideal oturma pozisyonunuzu yakalayabiliyorsunuz. Yenisinde oturak kısmının ortasını göçük yapmışlar. Kabamızın üstüne oturduğumuz için güya kuyruk sokumumuza daha az baskı biniyormuş ve daha sağlıklı ve rahatmış falan filan. Isıtmalı olması güzel bir şey elbette. Koltuğun ısıtmasını ekrandan ayarlayabiliyorsunuz. Bir önceki Grandland'te koltuk havalandırma vardı. Bunda yok ultimate ile geliyor. Gerçi bir öndekinde de ultimate donanımın üstüne premium pack eklenince gelmişti. Isıtma varken o da olsa iyi olurmuş bence ama pek de gerekli değil. Zira full deri olan koltukta verimli bir alet değil bence.

Ancak, öne arkayayukarı aşağı, sırtlığın açısı ile baldır desteği manuel kontrol edilebilirken, bel desteği (ön arka + yukarı aşağı yönlerde) ve koltuk minderinin açısı (eski Renault 9/11 lerdeki beşik hareketine benzer ama koltuğun tümü değil sadece minder kısmının açısı değişiyor) elektrikli olarak ayarlanıyor. Böylece illaki bir şekilde rahat edeceğiniz bir pozisyonu yakalıyorsunuz. Yani Edition versionda olduğu gibi 6 yöne hareketli olsa ve bel desteği ayarı falan olmayıp ayrı paketle satsalar anlayacağımda o da değil. Üç tane motor yaw, üç tane motormuydu derdiniz diyesi geliyor insanın.

Bu arada baldır desteğinin mandalı ile koltuğun ileri gitme demiri üst üste. 
Koltuğun demiri epey aşağıda ve bilmeyenin koltuğu ayarlamak için önce bi baldır desteği ile kapışması gerekiyor. 


Tüm bunlara rağmen koltukların rahatlığı hepsini unutturuyor diyebilirim.



Bu arada bel desteğinin düğmesine ulaşmak kapı kapalıyken epey zor. Hiç ergonomik bir yerde değil. Ben kapıyı kapatınca buraya nasıl ulaşayım evladım?





Kafalıklar sadece yukarı aşağı değil öne arkaya da hareket ettirilebiliyor. Bence kafalık olarak ideal pozisyonu yakalama adına gayet başarılı olmuş. 




Arka koltuklara gelirsek, Evet arka koltuklar da gayet rahat, iki kişi oturduğunda yanal destekler ve koltuğun yolcuyu kavraması gayet iyi. Ancak, malum Kuga da arka koltuk öne ve arkaya hareket edebiliyor, bunlarda sabit. Sırtlık yatırıldığında bagajda düz bir zemin oluşturabildiğinden dolayı kugadakinden o anlamda daha başarılı olsa da koltuğun ileri geri gidebilmesini isterdim. Arka koltuğa ileri geri mekanizması koymak ne kadar bir yüksekliğe sebep olabilir onu bilmiyorum açıkcası ama olmasını tercih ederdim şahsen. Evet Grandland'in bagajı kugadan büyük zaten ve koltuğu öne çekmeniz belkide hiç gerekmeyecek ama benim gibi arka koltuklara neredeyse hiç ihtiyacı olmayıp bagajı daha çok kullanan insanlar için koltuğun 15-20cm öne gidebiliyor olması güzel bir bonus olurdu. 




 Ve bir eleştirimde koldayama ile ilgili. Gerçekten geniş ve kullanışlı ona lafım yok da arkadaş bi ipi mip bir şey koysaydınızda kolay açılsaydı. Hem sert hem de tutacak bir şey olmadığı için parmakları arasına sokup çekmek gerekiyor. 




Bardak koyma yerlerindeki yanal sabitleyiciler tatlı sert yumuşaklıkta yapılmış. Kugadakilerin ön bardaklıktakilerini kırmıştım. Bunlar daha sağlam gözüküyor, elimde kalmaz gibi. Kuga'daki içeri kaçınca 'yayını kırdım herhalde' diye tamir etmek için söküp bakmıştım bu zımbırıtların öne doğru baskı yapması için bildiğimiz ambalaj lastiği vardı. Bi tık altı don lastiği olurdu herhalde :)  




Arka koltuklarda ısıtma yok. Ultimate paket ile geliyor. Ama şu havalandırma menfezlerine daha şık bir çözüm bulmalıydılar. Hiç değilse aç kapa ısı kontrolü yapmak için bir kontrol paneli koyabilirlerdi. Ultimate ile bu da geliyor da elektriklide ultimate gelmiyor. :/.




 En alttaki zımbırtıda kapaklı 12V ve typeC USB çıkışları var (fotoğrafta açıdan dolayı gözükmemiş en alttaki gözde bunlar). Onlar üfleme ızgarasının altındaki gözde olsa daha mantıklı olurmuş. O göze zaten hiçbir şey sığmaz. Muhtemelen diğer modellerle uyumlu olması için yapmışlar. Ama bence onları kapaklı bir göz ile hava üfleme ızgaralarının üstüne koymalıydılar. Alt taraf ise bir çekmece ile koldayamanın altındaki soğutmalı alana ulaşılabilmeliydi. Oradaki plastiğin dokusunu da sevmedim zaten. 220V çıkışı yok. 

  




GS donanımla gelen koltuklar yarı deri diye pazarlanan koltuklar da yalan dolan. Yanlarındaki minicik şeritleri kıytırık vinleks ile kaplayınca koltuk yarı deri olmuyor şekerim. Ancak ultimate paket hybrid teki koltukların da derilerini beğenmedim ben. Bence bir önceki kasadaki GS donanımda bulunan tasarım devam etse (kenarları vinleks ortalar alkantra kumaş) daha iyi olurmuş sanki ancak onlar güzel gözüküyor falan ama alkantra kumaş kayıyor be arkadaş.

 Koltuklarda kullanılan ile kapılarda kullanılan kumaşların desenleri aynı. Gerçi kapıdaki camın hemen yanındaki kısmın kumaş kaplı olmasının alameti farikasını henüz anlayamadım ama arka kapı trimlerindeki aynı bölgenin vinleks olması olayı bana hala çok saçma geliyor. Geri dönüşümlüymüşte bilmem ne. Yaw he he...

Bu konuda hala kararsızım aslında ama sanırım taba ya da vizon rengi nappa deri kaplı olmasını tercih ederdim.

 Genel olarak koltuklarından falan memnunum. En temel eleştirim, yıl olmuş 2025, elektrikli bir araba üretiyorsun, Üç beş motor 1-2 valf ile kolayca çözebileceğin çok şey varken, geride kalmışsın. Maliyet baskısı mıdır, alman odunluğu mudur yoksa vizyonsuzluk mudur onu bilemem ama bu yolda daha fazla çalışmaları lazım.  








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder